Çalışma psikolojisinin bir dalı olan psikoteknik değerlendirme, bireyin belirli bir işteki yeterliliğinin ortaya konması amacıyla, gerekli bedensel ve zihinsel özelliklerinin testler aracılığıyla ölçülmesidir. Başka bir deyişle psikoteknik değerlendirme, bireyin belirli bir işe uygun olup olmadığını anlamaya yönelik olarak tasarlanmış bir inceleme ve değerlendirme yöntemidir. Psikoteknik, fizyolojik ve psikolojik yöntemlerle çalışanı değerlendirir. Amacı bireyi yeteneklerine uygun işe yönlendirmek böylece meslek hastalıkları, iş kazaları ve uyumsuzlukları azaltmak, önlemektir.
Çalışma Hayatında Psikoteknik
Eskiden sanayi kuruluşlarında, günümüzde ise çok çeşitli kuruluşlarda uygulanan psikoloji bilim dalıdır. Çalışan kişilerin ruh halleri ile ilgilenir. Çalışma psikolojisinin yakın tarihte ortaya çıktığı düşünülmektedir, ancak bazı Avrupa ülkelerinde bu alanda 1920’den önce yapılmış bazı çalışmalar vardır. Çalışma Psikolojisi yazını incelendiğinde aslında 2 temel yapı üzerine inşa edildiği görülür. Bunlardan ilki bireyin işine uyumlaştırılması diğeri ise işin bireye uyarlanmasıdır. Bireyin işe uyarlanması; personel seçimi, eğitimi ve mesleki yardım (uyum) aşamalarını içerirken; işin bireye uyarlanması ise, görevlerin tasarımı, alet ve edavatların bireye göre düzenlenmesi ve çalışma koşullarının bireyin fiziksel ve psikolojik yapısına göre şekillendirmesi süreçlerini içermektedir. Çalışma Psikolojisi, “çağdaş gelişmelerin gereği olarak sistem yaklaşımı içinde, işletmede çalışan bireyi, onlardan oluşan grup ve örgütü bir bütün olarak ele alır ve inceler”. Bu tanımda görüldüğü üzere “çalışma psikolojisi”, örgütte yer alan birey ve grupları bir bütün olarak ele alır. O halde “örgüt psikolojisi” ile “çalışma psikolojisi” arasındaki ayrışma, bilim dallarının bakış açılarına dayanmaktadır. : “Çalışma psikolojisi” bireyi odak noktası olarak alırken; “örgüt psikolojisi” örgütü odak noktası olarak alır. Bu bağlamda “çalışma psikolojisi” bilim dalı, bireyin çalışma yaşamına ilişkin koşullarının iyileştirilmesi, çalışma yaşamına ilişkin sorunlarının giderilmesini ve bireyin çalışma yaşamı kalitesinin arttırılması sağlamayı hedefleyen bir disiplindir. Çalışma psikolojisini “çalışma yaşamında psişik sorunlara yol açan alanları inceleyen, sorunların nedenleri ve çok yönlü etkileri ile çözüm yollarını araştıran, çalışma yaşamı ve çalışan insan arasında sağlıklı ve verimli bir uyum sağlamayı amaçlayan, bu yönde bilgi üretimi için çaba gösteren bir bilim dalı” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak, çalışma psikolojisini “örgütlerde işgörenler üzerinde pozitif ve negatif etkiler yaratan örgütsel tutumları inceleyen, araştıran, örgütsel davranışı bütünleşik bir şekilde ele alarak yaptığı araştırmalar ile örgüt ikliminin optimalleştirilmesini ve iş performansının geliştirilmesini sağlayarak, pozitif yönetim yaklaşımı ile örgütlerin amaçlarını gerçekleştirebilmeleri için uygun iş psikolojisinin oluşturulmasını hedefleyen bir bilim dalı” olarak ifade edilebilir. Günümüzde çalışma hayatında, çalışanların ilgi, yetenek ve işlerinden beklentileri ya da amaçları ile örgüt amaçları arasında uyumun sağlanması ideal bir istihdam ya da yöneltme ilkesi olarak kabul edilebilir. Bu uyum esasının gerçekleştirilmesi çalışma psikolojisinin başlıca hedefi olmaktadır.
Trafik Psikolojisi
Trafik psikolojisinin başlangıcı, 1900’lerin başında Avrupa’da sürücü adaylarının değerlendirilmesine duyulan gereksinim sonucu uygulamalı psikolojinin bilgilerine dayanarak psikoteknik değerlendirmenin kuramsal ve uygulamalı olarak yaşama geçirilmesine dayanıyor. İlerleyen yıllar içinde ulaşımdaki her türlü profesyonel sürücülerin seçimine yönelik olarak psikometrik testlerin kullanıldığı, laboratuarların kurulduğu görülüyor. Trafik psikolojisi her biri kendi içinde bir sistem olan 3 temel alt sistemin çevre, araç ve insanın hem birbirleriyle olan etkileşimini, hem de tek tek bu sistemleri inceler. Bu sistemlerden birinde ortaya çıkacak bir aksaklık bütün sistemi etkiler. Kendisiyle, çevreyle, araçla aynı anda ve sürekli olarak baş etmek zorunda olan insan da (ağırlıklı olarak sürücü) bu sistemin en önemli unsuru olarak, trafik psikolojisi içinde önemli yere sahiptir. Bugün gelinen noktada; teknolojinin gelişmesi, araçların ve yolların daha güvenli hale gelmesi, güvenlik önlemleri ve denetimler, pek çok ülkede kazaları azaltsa bile trafik kazaları devam etmektedir. Bugün hala kazaların oluşmasında en büyük yüzdeye sahip olan ve değiştirilmesi en zor olan insan faktörüdür. İnsan faktörünün kazalarda oynadığı rolü belirlemek için yaptığı araştırma sonuçlarına dayanarak kazaları azaltacak çözüm önerileri oluşturmak trafik psikolojisinin temel konusudur.
Trafik psikologlarının hedef ve amaçlarına baktığımızda;
Tüm bunların sonucunda da trafik kültürü ve trafik güvenliği bilincinin gelişmesine katkıda bulunarak, trafik kazaları nedeniyle yaşanan zararları azaltmak olarak özetleyebiliriz. Çalışma alanları ve araştırma konuları çok geniş bir yelpaze oluşturur. Sürücü yeteneklerinin değerlendirmesi psiko-teknik değerlendirme, risk alma eğilimi, kural ihlal etme eğilimi, sürücü tutum ve davranışları, sürücü davranışı geliştirmeye yönelik programlar hazırlama, kanun yapıcılara danışmanlık, gibi değişik alanlarda çalışmaktadırlar.
Sürücülerde Psikoteknik Değerlendirme: Sürücülerin güvenli araç kullanmalarını sağlayan zihinsel özelliklerinin (algı, dikkat, hafıza, muhakeme vb.); psikomotor yetenek ve becerilerinin (tepki hızı, göz, el, ayak koordinasyonu vb.); tutum-davranış, alışkanlık ve kişilik özelliklerinin (risk alma, saldırganlık, sorumluluk, öz kontrol vb.) ölçülmesi ve sürücülük açısından uygunluğu-yeterliliği hakkında bir sonuca varılmasıdır.
Sürücülerde Psikoteknik Değerlendirmenin Amaçları:
Bazı psikolojik yetersizlikleri nedeniyle trafikte tehlike yaratabilecek sürücülerin teşhis edilmesi, Sürücülerin kendi kişisel sürücülük becerileri ve tutumlarına ilişkin farkındalıklarını arttırmak, Trafik içinde seyahat eden halkı, tehlikeli sürücülerden korumak, Uzun vadede, risk altındaki sürücülere, tutumlarını değiştirme şansı verecek rehabilitasyon programları oluşturarak, toplumun sürücülük kültürünü iyileştirmektir.